Internet aleminde dolaşırken rastladığım bir şey hakikaten canımı sıktı.. Fotoğraf sitelerini dolaşırken, birden Erdal Kınacı'nın tutuklanıp hapse atıldığı haberine rastladım.. Gerçekten kalbim acıdı.. Düşünsenize.. Bu adam bir doktor.. 18 senedir hizmet veren bir devlet memuru ve Anamur Sağlık Grup Başkanı.. Hobi olarak fotoğrafçılık ile ilgileniyor.. Ve katıldığı fotoğraf yarışmasıyla National Geographic'te 1. olarak Türkiye'nin adını duyuruyor.. Ardından önemli fotoğraf sitelerinde köşe yazıları yazıyor, toplumu bilinçlendiriyor..
Merak ediyorum acaba kaç kişi onun bu başarılarından haberdar? Bu birinciliği kaç gazetede okuduk, kaç televizyon kanalında izledik? Ama maşallah adı saçma sapan aslı olmayan haberlere karıştığı zaman hepimiz onu tanır olduk.. Hemen onu suçlu belledik.. Parmaklıklar ardına hapsettik.. Fotoğraftan onu nefret ettirdik.. Doktorken onu açığa aldık.. Bir asılsız haberle, hayatını alt üst ettik.. Onu bir kalemde en kötü insan belledik, sildik, attık.. TEHLIKENIN FARKINDA MISINIZ?..
"www.fotoritim.com" adlı internet sitesinde, 30 Haziran tarihinde yayımlanan Dr. Erdal Kınacı'nın kaleme aldığı "Olağanaltı Hal Bölgesi" adlı köşe yazısını paylaşmak isterim..
"Cebinde iki ayrı not taşıyacaksın" ifadesiyle başlayan köşe yazısında Kınacı, şunları ifade etti:
"Birinde -dünyanın merkezi sensin- diğerinde -bir hiçsin- yazacak. Kendini bulunmaz Hint kumaşı sanmaya başladığında ikincisini, yaşadığın hayattan zevk almamaya başladığında ise birinci notu okuyacaksın... Okul zamanlarında branş konularından çok hayat dersleri vermesi ile ünlü, bilge öğretmenimizin hemen her derste tekrarladığı sözler bunlar. Son zamanlarda cebimde taşıdığım, üzerinde -Dünyanın merkezi sensin- yazan notu sıkça çıkarip okuma ihtiyacı hissediyorum. Yaşamdan zevk almamayı bırakın en az yaşam kadar önem verdiğim, hatta yaşamımı sürdürmek için amaç edindiğim fotoğrafa sırt çevirdim. Gözüm gibi sevdiğim o mucize makineleri görmek bile istemiyorum."
Köşe yazısında "İçerisinde fotoğraf kelimesi geçen yazı, makale, kitap veya herhangi bir şey, yoğun şekilde gerilmeme, kullandığım antidepresan dozunu artırmama sebep oluyor" diyen Dr. Kınacı, daha sonra şunları kaydetti:
"Söz verdiğim için kaleme almaya çalıştığım bu yazı, şu an için ıstıraptan başka bir şey vermiyor. Okuyana da bir şey vermeyeceğinin farkındayım. Bir zamandan beri (olağanaltı hal bölgesi) elbisesini giyen, yaşadığım (yalnız fakat güzel) ülkede, ne yazık ki hak-hukuk-adalet gibi kavramlara olan inancımı yitirdim. ’Fotoğraftan dolayı linç olur mu’ sorusunun cevabını alıyorum. Bu metni sayfa editörünün dışında kimsenin okuyacağını sanmıyorum. Fakat yanılıyorsam ve buraya kadar vakit ayırip okuyan olursa merak edeceğini de biliyorum.
Üzgünüm, fotoğraftan dolayı linç olur mu? Sorusunun cevabını size ben vermeyeceğim. Halen devam etmekte olan o girişimi burada tekrar dillendirmeye hiç niyetim yok. Söylemek istediğim tek şey, lütfen dikkatli olun, fotoğrafı, masum bir hobi, hoşça vakit geçirmeye yarayan bir uğraş veya çeşitli siteler marifeti ile sosyalleşme aracı olarak görmeyin. Paylaştığınız tek bir kare, emek emek kurduğunuz tüm yaşantınızı bir anda değiştirmeye, hatta alt üst etmeye yetecek güçte bunu bilin ve lütfen dikkatli olun..."
No comments:
Post a Comment